Yani Hoca lafı dinlemeye alışıktırlar. Bu sebepten Hakan Şükür’ün yaptığında yadırganacak birşey yok. Zaten Türkiye de siyaset maalesef fırıldak dibi dönmeye parti parti gezmeya müsait.

Zaten, Hakan Şükür’ün Vekil olarak yaptığı tekşey maaş almaktı. İstifasi yerinde oldu hatta Milletvekilliğinden de istifa etmesi en doğrusu olacaktır. Fethullah Hoca ona hak etmeden alınan ücretin HARAM olduğunu anlatmalıdır. Milletvekilliği git-gel maaş al ama halk için birşey yapma, sadece Vekilliğin avasını atma yeri değildir. Hizmet yeridir. Vekillikten maaş alıp, hizmeti halka değilde başka hizmete yapmak 80 milyonun hakkını gasp etmektir, Haramzadeliktir!

Bu istifanın anlamı şudur; Fethullah Hoca, Hakan Şükür’ü oyundan almış, kendi oyununun bir parçası yapmıştır. Hakan Şükür maalesef Ak Parti seçmeninin oylarıyla geldiği siyasette bir oyunun parçası olmuştur. Hakkında hayırlı olsun deriz lakin bu ayrılıkta hayır olmadığını da biliriz. Her ne kadar ümmetin ihtilafı rahmetse de bu işte rahmet ve bereketten ziyade enaniyyetin ön planda olduğunu, “sana gösteririz, bir emrimizle içinizi boşaltır, altınızı oyarız!“ tarzı aba altından sopa gösterme mesajından başka birşey olmadığını biliriz.

Hakan Şükür, Başbakanın daveti üzerine girdiği Ak Parti’den, Fethullah Hocanın daveti üzerine ayrılmış bulunuyor. Siyasetten tümüyle ayrılsaydı, „binlerce şükürler olsun istifa etti„ derdim. Hakan Şükür Futbolcudur. Futbolcular, Hoca söyler oyuna girer, Hoca söyler oyundan çıkar….
Aylar öncesinden yazdım, gene bir anektod olarak düşeyim; seçim arefesinde meclisteki milletvekili aritmatiğinin değişeceği kesin.

TBMM’de sağ partili 2 yeni grup kurulabilir!

Ak Partiden dershane olayları sürecinin ve gelinen noktanın bir sonucu olarak Hizmet yanlısı, Fethullah Hocaya gönül vermiş, muhabbet bağı olan Vekillerle bunların vaatlerine kananlar ayrılarak bir grup oluşturabilirler. Bunun alt yapısı konuşulmaya ve tasarlanmaya başlamıştır. Yakında transferler alenen başlarsa şaşmayın!

3. dönem şartı nedeniyle aday olamayacak olan eski Milli Görüşcülerle, yeniden aday olamayacağını kesin bilenler de Saadet partisi çatısı altında bir grup oluşturabilirler. Bu 2.si şimdilik biraz uzak ihtimal çünkü Saadet Partisi bu hamleyi yapmaktan ve becerebilme kaabiliyetinden uzak. Yeni bir Sol (Ulusalcı) grupta uzak ihtimal değil!

CHP’de ki enson Türban manifestosu ve Mustafa Balbayın da serbest kalarak TBMM de yemin etmiş olması ve 20 den fazla Milletvekilinin bu hareketin içinde olması, TBMM’de her an CHP’den kopmuş bir Ulusalcı grubun oluşabileceğinin en bariz kanıtıdır! Mustafa Sarıgülün İstanbul, MHP’li Mansur Yavaş’ında CHP Ankara adayı olması bu süreci hizlandıran ve kaçınılmaz kılan faktörlerdir. Ve bu çok yakında olacaktır.

Pandoranın kutusu açılmıştır!

Seçimler yaklaştıkça çekmecelerde saklanan 1-2 değil 10-20 değil yüzlerce ve hatta binlerce yolsuzluk dosyası medyada yer bulacak, beyinleri bulandırıp seçmeni etkileyip doğru veya yanlış yönlendirecektir. Önümüzdeki seçimler, Cumhuriyet tarihinin yıldız savaşlarının değil ama en belden aşağı seçim kampanyalarının yürütüleceği bir süreç olacaktır ve maalesef bu kampanyayı yürütenler de hedef olanlarda ekseriyetle iman ehli olduklarını söyleyen kesimler olacaktır.