Tarihi

Home »  Sinop »  Tarihi

Karadenizin incisi Sinop’un… Yüzölçümü: 402 km2 Nüfusu: 49.738 İlçe Merkezi: 30.442 Köyler: 19.296 Rakım: 10m Sinop ilinin yerleşme tarihi ilk Tunç Çağıyla başlamıştır. MÖ. 7. yüzyılda bir Helen Kolonisi olarak kurulan Sinop, Antik Çağ’da Karadeniz’in en önemli kentiydi. Helenistik dönemde Anadolu’nun yerli kültürleriyle, Helen ve Pers kültürlerini birleştirmek isteyen Pontus Devletinin başkentlerinden biri de Sinop’tu. Bizans döneminde yöre Ortodoks Hıristiyanlığının etkisiyle dilde ve kültürde Helenleşmiştir. Sinop, MÖ. 70 yılında Romalıların, MS. 395 yılında Bizanslıların, 3 Ekim 1214 tarihinde Selçukluların, 1461 yılında Osmanlıların hakimiyetine girmiştir. Sinop 1972 yılında kalkınmada ikinci derece öncelikli iller kapsamına alınmıştır. İlk büyük ölçekli sanayi kuruluşu, Ayancık Kereste Fabrikasıdır. Diğer önemli sanayi kuruluşları Şişe Cam Fabrikası, Un Sanayi, Söksa, İç Çamaşırı Örme Ve Konfeksiyon AŞ. ile toprak sanayinde tuğla ve kiremit fabrikalarıdır. Ayancık keteni, Boyabat çember dokumacılığı, ahşap kotra maketi yapımı ve tahta el işlemeciliği Sinop’taki en köklü el sanatlarıdır. İlk kütüphane 1924 yılında Dr. Rıza Nur’un öncülüğünde kurulmuştur.


» Tarih öncesi
» Hitit devrinde Sinop
» MÖ. 1000 başlarında Sinop
» Helenestik devrinde Sinop
» Romalılar devrinde Sinop
» Bizans devrinde Sinop
» Sinop’un Fethi ve Selçuklu Dönemi
» Türk İdaresinde Sinop
» Sinop Nostalji


Tarih öncesiYukarı

Sinop ilk çağda „Paflagonya“ adı verilen bölge içindedir. Anadolu’nun kuzey sahilleri ile Kırım yarımadası arasında deniz ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. Önemli bir doğal liman konumundadır. 1953 yılında Kocagöz höyükte (kazılınca çoğu kez altında eski yapı kalıntıları ve eski eserler çıkan, yayvanca – alanı geniş ve derinliği az bir şekilde toprak tepe.) yapılan kazı ile 1987 ve 1988 yıllarında Müze Müdürlüğünce yapılan yüzey araştırmacıları sonucunda tarih öncesi devreler biraz olsun aydınlığa kavuşmuştur. Karagöz höyükte yapılan kazılarda, İlk Tunç Çağı 1. dönemine ait (MÖ.? 3000-2700) buluntular ortaya çıkarılmıştır. Bulunan malzeme Sinop, Balkanlar ve İç Anadolu arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Yapılan yüzey araştırması sonucunda çevrede çok sayıda tarih öncesi yerleşim yerlerine rastlanmıştır. Bu yerleşim yerleri sahil boyunca, nehir ağızlarında ve nehir vadileri boyunca iç kesimlere doğru yayılmaktadır. Ele geçen malzeme genel olarak ilk Tunç Çağı 1 ve İlk Tunç Çağı 2’ye tarihlenmektedir. Ancak Kabalı çayı vadisinde Erken kalkolitik (MÖ. 4500) yıllarına tarihlenen iki yerleşim yeri saptanmıştır. Bugün Sinop çevresinde en eski yerleşim alanı Kabalı çayı vadisi olarak belirlenmiştir. Sahil kesiminde İlk Tunç Çağı 2’nin başında korkunç bir yangınla höyükler terkedilmiştir. Bundan sonra höyüklerde bir yerleşmeye rastlanmamaktadır.

Hitit devrinde SinopYukarı

1952-1954 yılları arasında yapılan kazılarda Sinop’ta Hitit dönemini belgeleyecek hiçbir esere rastlanmamıştır. Hitit metinlerinde Karadeniz’de Gaşka kavimlerinin varlığından söz edilmekte ise de, ancak şimdiye kadar Sinop yöresinde hiçbir buluntu ele geçmemiştir. Yapılan yüzey araştırmasında sahil bandında bir tek Gerze ilçesi Köşkhöyük’te Er Hitit (MÖ. 1800) malzemesine rastlanmıştır. Ancak Hitit İmparatorluğu dönemine ait hiçbir malzeme bulunmamıştır. Bundan sonra 756 yılına ait malzemeler bulunabilmektedir. (MÖ. 2700-1800), (MÖ. 1800-756) yılları arasında Sinop sahil şeridiyle ilgili bir bilgi yoktur.

MÖ. 1000 başlarında SinopYukarı

MÖ. 756 yılında Milet’ten ayrılan ve kendilerine yeni bir şehir kurmak isteyen göçmenler buraya gelerek bugünkü Sinop’un ilk temelini atmışlar ve bu şehre Sinope adını vermişlerdir. „Efsaneye göre tanrıça Sinope ırmak tanrısının kızıdır. Zeus Sinope’ye aşık olur. Her dilediğini yerine getireceğine söz verir. Sinope kızlığına dokunmamasını ister. Tanrı yemine bağlı kalarak onu kız bırakır. Bugünkü Sinop’un olduğu yere gelir.“ Daha sonra MÖ. 630 yılında ikinci bir koloni (sömürge, göçmen topluluğu ya da bu topluluğun yerleştiği yer) grubu Sinop’a yerleşmiştir. Şehrin surlarının büyük bir olasılıkla kolonize (koloniler halinde yaşanan) devirlerde yapıldığı tahmin edilmektedir. 7. yy başlarında Sinop, Anadolu’ya kuzeyden gelen Kimmerlerin, 6. yy ortalarında İran’dan gelen Perslerin istilasına uğramıştır.

Helenestik devrinde SinopYukarı

MÖ. 4. yüzyılın birinci yarısında Paflagonya’lılar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. MÖ. 332 yılında Büyük İskender’in Anadolu’ya girişini fırsat bilen 1. Ariarathes Kapadokya’da bağımsızlığını ilan ederek, Sinop’u da hakimiyetine almış. MÖ. 302 yılında Mitridat Ktistes Paflagonya’da dağınık halde bulunan prenslikleri bir araya getirerek kuvvetli bir devlet (bağımsız bir ülke ile onun yönetiminden oluşan varlık) kurmuştur. Daha sonra ll. Mitridat ve onun oğlu Farnak Sinop’a hakim olmuş. MÖ. 169 yılında devletin başına Mitridat Flapeton geçmiştir. Mitridat Flapaton Sinop’u bayındır (gelişip güzelleşmesi için üzerinde çalışılmış, alt yapıya sahip) hale sokmuş, başkentini Amasya’dan Sinop’a getirmiştir. Sinop’un parlak dönemi Mitridat Fatpator zamanında olmuştur. Bütün Karadeniz’i hakimiyeti altına alan Mitirdat Romalıları’da Anadolu’dan atarak büyük bir imparatorluk kurmuş, ancak Başkenti Sinop’tan Bergama’ya taşımıştır. Helenistik dönem Sinop’un en parlak zamanı olup, bu dönemde kültüre büyük önem verilmiştir.

Romalılar devrinde SinopYukarı

MÖ. 70 yılında Roma İmparatorluğu işgal ettiği bu toprakları yeniden tanzim etmiş. Pontus Krallığını Kızılırmak’tan itibaren ikiye bölerek, doğu parçasının idaresini yerli sülalelere vermiş, batı parçasını ise doğrudan doğruya devletin eyaleti haline getirmiştir. Sinop’un Roma idaresine geçmesi tarihte önemli bir dönüm noktasıdır. Bilhassa (her şeyden önce, başta) Cesar zamanında şehre maddi yardımlardan başka, yeni Roma kolonileri gönderilmiş ve genişleyip büyümesi sağlanmıştır.

Bizans devrinde SinopYukarı

Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle Doğu Roma topraklarında kalan Sinop yavaş yavaş küçülmeye başlamıştır. Hıristiyanlığın geliştiği bu dönemde şehirde ticaret ve kültür, dini birtakım olaylar yüzünden gerilemiştir. Sinop’ta bu dönemde yapılan en önemli Bizans yapıtı Balatlar Kilisesidir.

Sinop’un Fethi ve Selçuklu DönemiYukarı

1204 yılında 4. Haçlı Seferinde İstanbul zapt edilip (zorla alınıp), Bizans İmparatorluğu dağılınca Sinop Trabzon Devleti’nin elinde kalmıştır. İç Anadolu’ya yerleşen Selçuklulara vergi veren Trabzon Devleti, Selçukluların bir iç ayaklanmasından yararlanarak vergiyi kesmiş ve Sinop halkına da baskı ve tecavüzlerde bulunmaya başlamıştır. Sinop halkının Konya’ya şikayeti üzerine Sultan İzzettin Keykavus dirlik sahibi bütün Vilayet Beylerine emir göndererek savaşa katılmalarını bildirmiştir. Büyük bir kuvvetle yola çıkan ordunun gerek hazırlığından, gerek gidiş yolundan haberdar olmayan düşman Sinop yakınlarında 500 atlı ile avlanmakta olan Tekfur’u baskın yaparak yakalamış, yakalanan Tekfur 3 gün sonra kale önüne getirilerek Sinop’un teslim olması istenmiştir. Önceleri teslim olmak istemeyen halk Tekfur’un öldürülmemesi, kimsenin canına kıyılmaması ve herkesin istediği yere gidebilmesi şartıyla 3 Ekim 1214 tarihinde kalenin anahtarlarını Selçuklulara teslim etmiştir.

Türk İdaresinde SinopYukarı

Selçuklu idaresine geçtikten sonra baştan başa yeniden imar edilen Sinop’ta, önce Pervaneoğulları daha sonra Candaroğulları Türk egemenliğini sürdürmüştür. 15. yüzyılda gelişmeye ve büyümeye başlayan Osmanlı İmparatorluğuna Anadolu beylikleri katılmaya başlayınca Candaroğlu İsmail Bey’de Osmanlılara bağlılığını ilan etmiş ve böylece Sinop Osmanlı İmparatorluğu’nun idaresi altına girmiştir. Bir liman şehri olarak kullanılan Sinop’ta tersanede gemi yapımı bu dönemde de devam etmiştir. 1853 Osmanlı-Rus savaşlarında şehir top atışlarına tutularak yakılmış ve bu tarihten sonra, şehir iyice küçülerek kale içine çekilmiştir. Bandırma vapuru ile Samsun’a gitmek üzere yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk 18 Mayıs 1919 günü Anadolu’ya karadan geçmek için Sinop Limanına uğramış, ancak o tarihte Sinop-Samsun arasında karayolu olmaması sebebiyle yolculuğuna gemiyle devam etmiştir. Sinop idari teşkilat olarak merkezi Samsun olan, Canik Livasına bağlanmış, Tanzimat’ın ilanından sonra Kastamonu’ya sancak olmuş, 1924 yılında Kastamonu’dan ayrılarak il haline getirilmiştir.

Sinop NostaljiYukarı

Yoruma kapalı

Almanya Sinoplular Yardımlaşma Derneği
Developed by aidem.de
Sinop Kuyumcusu