Engelli Bir Çocuğun Mektubu

Merhaba, ben bir engelli çocuğum
Ben engelli bir çocuğum. Fırsat tanırsanız eğer, ben sizin öğret­meniniz olurum, hayatta nelerin önemli olduğunu öğretebilirim size. Kullanırken önemini fark etmediğiniz, kaybedildiğinde dünya meta-sına asla değişmeyeceğiniz uzuvlarınızın ne kadar değerli olduğunun canlı örneği olduğumu görmenizi sağlarım.
Engelliliğin benim imtihanım olduğunu; ama benim hayatımı ko­laylaştırmak için sizin de imtihan edildiğinizin bilincini sunarım size.
Eşit fırsat tanırsanız eğer, ben de okuyabilir, istihdam edilmem durumunda üreterek ekonomiye katkıda bulunabilirim. Size kayıtsız  şartsız sevgi veririm ve bunu size de öğretebilirim. Ben size güvenimi ve bağımlılığımı veririm.
Yaşamın ne kadar eşsiz değerde olduğunu ve sizin sahip olup da kıymetini bilmediğiniz ne çok şeyle zengin olduğunuzu, iyilik etme­nin erdemliliğini öğretirim. Hz. Peygamberin sevgiyle ilmek ilmek örülmüş, engellilerle olan yaşamını hatırlatır, vermeyi ve çok daha önemlisi, umut ve inancı öğretirim.
Ben engelliyim, bazen yürüyemeyen bir çocuk olarak çıkarım karşınıza. Yani dünya yanımdan geçip gidiyor; ama ben hareketsiz duruyorum. Siz gözlerimden okuduklarınızla, başka çocuklar gibi oturduğum yerden kalkıp koşmayı, oynamayı istediğimi biliyorsu­nuz.
Size verilmiş şeyleri ne çok hafife alıyorsunuz! Raftaki oyuncak­lara uzanmak istiyorum; ama uzanamıyorum. Birisinin yardımı ol­madan almam da imkansız. Tuvalete gitmem lazım olduğunda bana uygun bir tuvalete ihtiyaç duyarım. Bunun olması da yetmez, yine sizin yardımınıza başvururum. Yemek yerken elimi kullanamam, sakarlık eder çatalımı düşürürüm, ağzımdan salyalar akarken et­rafıma veririm, gözyaşlarımı bile silemem, yardımınıza ihtiyaç duyarım.
Bunun gibi daha birçok sayılabilir şeyler için yardımınıza muhta­cım. Benim size yapabileceğim en büyük iyilik; omurunuzun, bacak­larınızın sağlam oluşundan, kendi becerilerinizle yaşayabilişinizden dolayı ne şanslı olduğunuzu görmenizi sağlamak. Bazen insanlar beni görmeyip geçiyorlar, ben ise onları her zaman fark ediyorum. Kıskançlık değil benimkisi, „özenmek“, ayağa kalkmaya, bir ayağı öbürünün önürıe koymaya, bağımsız olmaya…
Yürüyebilmenin, yiyebilmenin, okuyabilmenin hikmetini görüp şükretmenizi hatırlatırken, size uyanmanız gerektiğini gösteriyorum.

Yorumlar

  1. erkan kökcü sagt:

    çok güzel olmuş

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert

Almanya Sinoplular Yardımlaşma Derneği
Developed by aidem.de
Sinop Kuyumcusu